Çarpıtılmış
bilim Kullanılarak kültürel asimalasyon nasıl
oluyor? Pomaklar
ile ilgili seri yazlarımda
bu konuya'da değinmek
istiyorum. Bunun için
Almanca ve italyanca kitaplardan amatörce çeviriler
yaptım
ve değerelendirmelerde
bulunup kendi sentez yorumlarımı
ekledim. Yazılarıma
devam edecegim.
Benedict Anderson'un, "Bu, hayali bir cemaattir - ve özü
itibariyle limitli ve egemen olarak hayal edilen" dediği; "Milliyetçilik öncelikle siyasal birim ile
ulusal birimin bir araya gelmelerini öngören siyasal bir ilkedir.
Milliyetçilik duygusu ya bu ilkenin çiğnenmesinin yarattığı
kızgınlıktan ya da onun gerçekleşmesinden duyulan tatminden
kaynaklanır. Milliyetçi harekete can veren böyle bir duygudur," Doğal olarak, insanları
sınıflandırmanın, kendinde var olan siyasi kader olarak milletler bir mittir; milliyetçilik, bazen var
olan kültürleri alır ve onları ulusa döndürür, bazen de onları
icat eder ve var olan kültürleri yok eder: bu bir gerçektir," Kısacası analitik düzlemde baktığım zaman milliyetçilik
milletlerden önce gelir Milletler devletleri ve milliyetçilikleri
yaratmaz,doğru olan bunun tam tersidir," diye eklediğim şey
aslında "yeryüzünün vatan, insanlığın milliyet"
olduğu gerçeğidir. "Milletleri yaratanlar milliyetçilerdir.
Milliyetçileri yaratan milletler değildir.

Birçok
ülke, kahraman, tarihsel figürlerle kendini daha yakından
ilişkilendirmek için doğuş hikayelerini benimsemiştir. Arkeoloji
kazıları ve doğuş efsaneleri rekabette bulunan uluslar hakkında
bize ne anlatabilir? "Arkeoloji ve
Milliyetçilik" başlıklı bölümünde, yazar, ulusal
geçmişlerimiz ile ilgili mitlerin çoğunlukla şimdiki zaman ve
gelecek ile politik olarak daha alakalı olduğunu savunur. Pomak Ulusal
geçmişimizin ve ulusal anıtlarımızın kolektif anlayışlarının
sadece ABD genelinde değil, aynı zamanda dünya çapında da söz
konusu olduğu bir dönemde, Sommer’in sözleri özellikle
doğrudur. Kamu Arkeolojisindeki Anahtar Kavramlar antolojisinde yer alan
bölümünün başında, arkeolojinin hem örgütsel hem de
ideolojik olarak egemen devlet ile yakından ilişkili olduğunu, Arkeolojinin köken anlatılarıyla nasıl karışık
hale geldiğini" ya da diğer bir deyişle, ulusun kendisi
hakkında bir doğuş efsanesi geliştirmek için ulus devletlerin
tarihsel ve fiziksel kanıta nasıl başvurduğunu açıklanır. Efsanevi
başlangıçları icat etmek ve çıkarmak çoğu kez politik bir
gündeme dönüşür.
Biz Pomaklar, binlerce yıl belli bir toprakta
yaşadığımızı iddia edeiyoruz ya da zamanın başlangıcından
beri atalarının var olduğunu söyleyebiliyoruz, bu tür iddialar
için genellikle daha somut çağdaş nedenlerimiz vardır. Benimde belirttiğim gibi, “Pomak ulusal geçmişine dair birçok ifade gerçekte
şimdi ve gelecekle ilgili politik ifadelerdir”.

Pomaklar Atalardan
kalma bir kök dizini kurmak için doğuş mitlerini kullanmanın
yanı sıra, fetihlerin, Orta Çağlar isgaller yoluyla klasik dünyaya
gelen çoğu kültürel doğuş efsaneleri göze çarpar biçimde
temelini oluşturduğunu belirtir. "Fatihler, genelde
kıtlıktan ve daha güçlü düşmandan kaçarak uzaktaki efsanevi
bir vatandan gelirler ve kılıçtan geçirilen ya da köleliğe
zorlanan yerlileri boyunduruk altına alırlar. Bu fetih, şu anda
yaşadıkları topraklara yasal bir mülkiyet getirir göç kaydı olmayan bazı ulusların bile kendilerini kahraman,
tarihsel figürler ile daha yakından ilişkilendirmek için “yabancı
köken hikayelerini benimsemiş" olduklarını ileri sürüyorum.
Diyorumki" Sonunda "kökenler, milliyetler ya da diğerleri değil
başlangıçlar hakkında söyleyecek çok şey olduğunu, “Farklı başlangıçlar üzerinde çalışarak,
kökenleri anlatmak için metodolojiyi geliştirebiliriz ve
güçlendirebiliriz," diye düşünüyorum,. Bunu yapabilmemiz için, daha az
önyargılı ve daha çok sömürgecilikten bağımsız bir anlatıyı
daha belirgin hale getirebiliriz.
Bu konuda politik sentezlerime ve Yazılarıma dönem dönem devam edeceğim.. Elimden geldiğince, zaman buldukça POMAK ulusal azınlık kavramı ile Etnisite ve Kimlik bunalımı paradigmasına ulusal Pomak ekseninide dikkate alarak Teorik katkılar sunmaya çalışaçağım. Si Zdrav - SAYGILARIMLA. Neşet Doğan