Bir sorunla uğraşabilmek için onun adını koyabilmek önemlidir. Bir süredir Pomakların varlığını sürdürdüğü ülkelerde, Yunanistan, Bulgaristan, Türkiye ve Makedonya’da milliyetçiliğin yükselmesi ve Pomaklara yapılan saldırılar, baskılar asimilasyon politikaları söz konusu. Bu ülkelerde güçlü bir milliyetçiliğin yükselmesinden söz ediliyor. Gerçekten öylemi? Milliyetçi bir dalga olayları açıklamak için yeterli bir teşhismi? Yoksa milliyetçilikle birlikte Pomaklar için başka tezgahlarmı planlanıyor? Bunları tek tek nesnel Politik nedenleri ile açıklamaya çalışayım.
Diyorumki !! Etnik çatışmalar insanoğlunun kadim sorunlarından biri sayılabilir. Her ne kadar etnisitenin farklı kaynaklara sahip olduğuna yönelik çalışmalar olsa da bireylerin kendilerini bir etnik grup içerisinde hissetmesi onların kimliklerinin oluşmasında yer alan temel etkenler arasında bulunmaktadır. Etnik kimlik algısının oluşmasına müteakip bunun siyasallaşmasına birey/grup, devlet ve uluslararası ortam düzeylerindeki nedenlerin eşlik etmesi neticesinde ortaya çıkan çatışmalar uzun süreli ve yıkıcı olma eğilimindedirler. Ayrıca Pomak ulusu gibi farklı ülkelere dağılmış aynı etnik gruplarda meydana gelen çatışmalar, bulaşıcılık etkisi nedeniyle bu grupları barındıran diğer yerleri de çatışma ortamına çekerek sorunun yaygınlaşmasına sebep olabilirler. Öte yandan, etnik sorunların bastırılarak neticelendirilmeye çalışılması, bitirilmesinden çok Pomaklarda etnik grup algısının kuvvetlenmesine yol açmaktadır. Bu nedenle, etnik kimliklerin farklılıklarının tanınarak yönetilmesi önem kazanmaktadır.
Dikkatlerimizi milliyetçiliğe yoğunlaştırmak temeldeki diğer olguları ıskalamamamız tehlikesini doğurur. Pomakların ağırlıklı olarak yaşadığı bu ülkelerde milliyetçiliğin yükselişi, Altın Şafak, ATAKA gibi faşist, kafatasçı partilerin yasallaşması, sürecin başlangıcı olarak değerlendirmemizi gerektirir. En son Bulgaristan’da ve Yunanistan’da Pomaklara yapılan saldırılar, bıçaklamalar, Kundaklamalar ile süregelen olaylar bir milliyetçilik dalgasının göstergesi değil, devletçiliğin egemen ulus kültürünün yeniden inşası sürecindeki diger etnik uluslara, halklara göz dagi saldırılarıdır. Bu bir restorasyon sürecindeki ırkçı, kafatasçı, faşist Pomak düşmanlığının suni bir ortaya çıkış ve sindirme projesinin bir sürecidir.
Benim bu tespitimi bütün bu olaylarda öne çıkan ve biraz geride durmakla
beraber pek de gizlenme gereği duymayan aktörlere ve gelişmelere bakarak açmaya
çalışayım.
Sokaklara kimlerin çıktığına şiddet söylemlerinin nereden üretildiğine baktığımızda kendilerine egemen ulusun milliyetçileriyim
diyen örgütlenmelerle karşılarız. Bu çevreler
saldırgan bir üslupla geleneksel milliyetçi söylemlerin ötesinde ırkçı politik
argümanlarda kullanarak Pomaklar üzerinde bir hegemonya oluşturmaya çalışıyorlar.
Yunanistan ve Bulgaristan'daki faşist Partiler ve onun taraftarları klasik milliyetçiliğin
adresi olarak biliniyor. Fakat perde arkasında
ve dikkatle incelersek bu partilerin ve taraftarlarının olayların içinde planlı
ve sistematik bir bicimde yer almadıklarını, hatta kendi tabanlarını olayların dışında
tutmak için çabaladıklarını görürüz. Diğer kafatasçı, ırkçı illegal faşist grupların
Pomaklara saldıran örgütlerin kadrolarının ise daha pragmatik bir çevreden
geldiklerini saldırganların, emekli subay, polis vs olduklarını milliyetçi
tabanda etkili bir güç olabilmek için hesaplar yaptığını bu yüzdende Pomakları
hedef seçtiğini fark ederiz.
Ancak Bu milliyetçi dalga dahada azdığında ve Pomaklara saldırılar devam ettiği sürece, yani
milliyetçi faşist dalga daha çok kabardığında altında kalabileceklerini Çünkü Pomakların
savaşta yenilmiş, vatanlarını, Topraklarını, bayraklarını kaybetmiş bir ulus olduğunu,
geçmişte bir ulus kültürünün varlığını bildiklerini de biliyorlar. Bu kaygıyla
bir parça geri çekilme ihtiyacı hissediyorlar.
Son yıllarda Pomaklara yapılan sistematik sindirme ve Pomaklar üzerinde hegemonya
kurma saldırılarında karşımıza çıkan bu tip yapılanmalar yarattıkları olayların
birbirine çok benzer olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Aslında bu yapılanmalar
bir tür yenilgi psikolojisinden besleniyorlar. Ülkelerindeki yerleşik sistemden
nemalanan ve varlığını bu sisteme bağlayan
faşist örgütler kimlik kaygısı ve toplumsal statülerini kaybetme korkusu
yaşadıklarından saldırganlaşıyor Pomakları
hedef seçerek gövde gösterisi yapıyorlar.
Korkmuş, sinmiş Pomaklardaki belli
bir kesim negatif siyaset yaparak Pomak kimliğini inkar ediyor ve Başka milliyetlerin
kimliği ile kendini saklama gerçek Pomak kimliğini gizleyip kamufle olmaya çalışıyor.
Özellikle son dönemlerde Avrupa’daki Yunanistan / İskeçe ve Almanya/ Hamburg Pomak derneklerinin verdikleri Hukuk savaşı, Pomaklar adına aktif siyasetleri, diplomaside belirledikleri kıvrak stratejiler, pozitif politika, aristokrasideki tutarlı mücadeleleri ile Avrupa birliği ülkeleri içinde Pomak kimliğinin üst kimlik olarak tanınmasını sağlamışlar, bu nedenle Bulgaristan, Yunanistan gibi ülkelerdeki faşist, ırkçı, milliyetçi kafatasçı örgütler ve gruplar bir yenilgi psikolojisi içine girmişlerdir..
Pomakların yapacağı şey ise bu tür faşist, kafatasçı, milliyetçi
örgütlenmeleri yakından gözlemek, dernekleşmek, Pomakların toplumsal
taleplerine çare ve çözümler aramak Pomakların gücünü yeniden kurmak eski güçlerine
yeniden ulaşmak için çabalamaktır..
Bu konuda politik sentezlerime ve Yazılarıma dönem dönem devam edeceğim.. Elimden geldiğince, zaman buldukça POMAK ulusal azınlık kavramı ile Etnisite ve Kimlik bunalımı paradigmasına ulusal Pomak ekseninide dikkate alarak Teorik katkılar sunmaya çalışaçağım. Si Zdrav - SAYGILARIMLA. Neşet Doğan